6 Aralık 2021 Pazartesi

TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ TARİHİ VE MÜCADELESİ - 2

Bir önceki bölümde sizlere Türkiye'mizin doğumundan önce ki demokratik ve özgürlükçü hareketleri anlattım.

O yazıyı buradan okuyabilirsiniz: https://sallagitsinb.blogspot.com/2021/11/turkiyenin-demokrasi-tarihi-ve.html 

Bugün ise ülkemizin demokrasi mücadelesine odaklanacağız. Bundan önce şu farkı iyi anlamak lazım cumhuriyet ile demokrasi aynı şey mi ? açıkliyim.

Saltanat babadan oğula geçen kan bağı ile ilerleyen bir sistem olduğu için cumhuriyet, saltanat  karşıtı olarak ortaya çıkmış bir sistemdir. Cumhuriyet sisteminde önemli mesele iktidara nasıl geldiğinizden çok kan bağı ile devretmeyen bir oluşum oluşturmaktır. Bakın,  Irak Saddam döneminde cumhuriyetti. Açın Roma tarihine bakın cumhuriyet dönemi görürsünüz. Bu onları demokratik yapar mı?

Demokrasi neydi? Bizzat halkın kendi vekilini, yöneticisini seçmesi bu yolla kendini yönetir hale gelmesi idi.

Şimdi 29 ekim 1923 de cumhuriyet ilan edildi. Tamam güzel de demokrasi fikri yerleşti mi.

Mustafa Kemal ve ekibi, cumhuriyeti ilan ettiler. Mantıken saltanat ve padişah karşıtı olmaları ile başlayan cumhuriyet dönemimiz M. Kemal zamanında tüm demokratik unsurlardan uzaktı.

Devrim adı altında yapılan hangi hareket halkın onayına sunulmuş. Harf değişikliğine karar verilmişte sadece İstanbul'da bile 3 vatandaşın fikri sorulmuş mudur. Tabi ki demokrasi öyle ha deyince  olacak bir şey değil veya devrim yapıyorsunuz adı her neyse bunu halka rağmen halk için yapmak, demokratik mi?

 Şapka kanununa bakın, harf değişikliğine bakın, kılık kıyafet yönetmeliğine bakın.

Laiklik ilkesi teoride olumlu bir şey iken nasıl uygulanmış ona bakın. Nasıl mı  Uygulanmış Besim Tibuk anlatsın.


1923 yılından 1930 yılına kadar geçen sürede modernleşme adı altında batı taklidi yapıldı.  Komedi gibi lakin bazı işlek caddelere kılık kıyafete göre girebiliyordunuz. Demokratik tek bir şey yok. Şekilcilik. Diyeceksiniz ki kadınlara seçme seçilme hakkı verildi😊 kime oy vermişler😊 tek parti var zaten.

1930 yılına gelindiğinde dış ve iç muhalefete bir de ekonomik bunalım eklenince: Bu nasıl cumhuriyet?  sorusuna M. Kemal, çok partili hayata geçelim önerisi ile cevap verdi.  Tamam da abi zaten Osmanlı da çok partili sistem vardı bu onu demokratik mi yapıyordu? M. Kemal arkadaşı Fethi Okyar'a parti kur diyor. O parti kuruyor. Serbest Cumhuriyet Fırkası diye.

Ne mi Oluyor sonra?

 Parti kuruluşundan 1 ay bile geçmeden hangi ilde miting yapsa büyük kalabalıklar akıp geliyor. CHP ve M. Kemal karşıtı sloganlar atılıyor.  İlgi o kadar yüksek oluyor ki partinin ömrü 4 ay oluyor😊. Çünkü amaç demokrasi değildi ki. Dış dünyaya, bakın bizde de demokratik faaliyetler işliyor demekti. Küçük alternatif bir parti aranırken muhalefetin şiddeti görüldü. Fethi! kapat la partiyi😀

Serbest Cumhuriyet Fırkası Miting (İzmir)

Serbest Cumhuriyet fırkası üyeleri


Şimdi cumhuriyet dediysek işte böyle cumhuriyet. Parti neden kapatılıyor dersiniz ? Saltanat ve şeriat isteyenlerin yuvası olmuş, bir diğer argümanda komünizm etkisinde gruplar parti içine girmeye başlamış falan.

4 aylık bir parti hiç propaganda yapmadan sadece şehir şehir geziyor. insanlar şapkalarını yere atıp eziyor.  CHP ve M. Kemal karşıtı sloganlar atıyor. Laiklik aleyhinde konuşuyor. Demokratik bir ülkede ilk olay partiyi feshedelim midir? yoksa neden böyle bir durum ortaya çıktı bunu mu araştırmaktır. Sen zorla şapka giy dersen, sen laikliği din karşıtlığı olarak kullanırsan, cumhuriyet deyip tek bir parti ile tüm ülkeyi kol altına alırsan. Senin söylediğin demokrasi şarkısı kulağı tırmalar, haz vermez.

Size bir örnek vereyim: Adnan Menderes 1931 yılında milletvekili seçildi. Olay seçimle gerçekleşmedi. Mustafa Kemal Aydın gezisi sırasında CHP il binasını ziyaret etti menderes ile tanıştı. Onu başarılı buldu. Adnan menderes milletvekili seçildiğini radyodan öğrendi. Mustafa Kemal İstedi o da oldu. Bu kadar. 1931 yılında halk hala kendi temsilcisini seçmiyordu. Mustafa Kemal'in seçtiği milletvekilleri de onu cumhurbaşkanı seçiyordu.

Ha şunu da belirtmek isterim kimse bu yıllarda gerçek veya tam manasıyla işleyen bir demokrasi aramamalı. Cumhuriyet, demokrasi gibi kavramlara karşı  yöneticiler  bile acemi. Ben burada, baskıyı yıktık, krallığı yıktık diye marşlar söyleyip cumhuriyet ve demokrasi bayrağı altında zorba olmanın ne manası var diye soruyorum.


M. Kemalin baskın liderliğinde 1938 yılına gelen  ülkemiz bu tarihten sonra İsmet İnönü liderliğinde yeni bir dönemi girdi.  1939 yılında dünyada patlak veren savaş 1945 yılında sona erince galip gelen devletler bu savaşın asli sebebi olarak demokratikleşmeyen tek adamların kurduğu dikta rejimlere karşı tavır aldı. Eee tabi bizde milli şef  7 yıldır tek adam, batılı devletler baskı yapıyor. İnönü: He la he bizde demokrasiye geçiyoz. dedi. 1946 yılında seçim yapıldı güya. halk oyunu açık kullandı ama sayım gizli oldu. Ne kadar demokratik dimi😊

Osmanlı yönetimini hatırlayın. Tüm demokratik adımları batı baskısıyla veya siyasi çıkarlar amacı ile atıyor. Batı güdümünde bir demokrasi ilerliyordu. 1946 yılında da aynı şeyler.

İsmet İnönü'nün yaptığı 46 seçimleri hileliydi. 1960 yılında darbe karşı tutumu antidemokratikti. 1971 muhtırasın da darbeden yana bir tutum sergiledi ve bu tutumundan dolayı parti içinde Ecevit'in önderliğinde birleşen partililer İnönü'yü siyasi sahneden sildi.


1950 yılında ilk demokratik seçimler yapılınca CHP seçimi kaybetti. Artık iktidar Demokrat partiye geçmişti ve tek parti dikta dönemi sona ermişti. Durun hemen sevinmeyin ilk demokratik seçimler oldu diye ülkeye demokrasi geldi diye düşünmeyin asıl sınav şimdi başlıyor. Toplumu1923'ten 1950 yılına kadar sosyolojik anlamda  biri incelese şunu görecektir; ilk adil ve demokratik seçim ne zaman yapılsa CHP o zaman kaybedecekti .1950 yılına nasip oldu.😅 Bu demokrat partinin başarısı değildi.


Tabi 1950 yılında demokratik yollarla ülke yönetimine gelen demokrat parti çok mu demokratikti. Güldürmeyin beni.😊 

Daha en baştan tüm 50'li yıllar boyunca Celal Bayar cumhurbaşkanı oldu. tek aday ya da formalite olsun diye karşısına yine kendilerinden bir aday çıktı. Doğal lider ya:) hep cumhurbaşkanı olarak görev yaptı. Ülkede adam mı var, Bayar ne yapsın dimi.

Gelelim dönemin basın sansürüne; eleştiri bile kapatma için bahane, Gelelim Mustafa Kemal'i koruma kanununa ki dünyada kanun ile korunan bir kişi olabilir mi? insan hak ve hürriyetlerine karşı bir hareket. Gelelim kendilerine oy vermeyen ili ilçe veya oy veren ilçeyi il yapma gibi antidemokratik eylemlere. Kırşehir oy vermedi diye ilçe yapılmış:)

Yani anlayacağınız demokratik yollarla iktidara gelenler bile demokrasi nedir bilmiyorlar. Dönemin başbakanı Adnan Menderes, size yukarda anlattım kendisi meclise seçimle girmemiş. Mustafa Kemal adını yazmış:)

Asıl soru ne biliyor musunuz dayılar, tüm bu eylemlere rağmen demokrat parti girdiği her seçimi kazanmış. İşte CHP öyle bir yönetmiş ki ülkeyi DP, Türk toplumuna özgürlükçü geliyor. Ne kadar üzücü.

27 mayıs 1960 yılında darbe oldu, Demokrat parti iktidardan uzaklaştırıldı da neden? neden? Anti demokratik eylemlerden dolayı mı? hahhhhha. Size anlattık bu ülkede o tarihe kadar hiç demokrasi yoktu ki veya darbe demokratik mi?  Neden şimdi oldu?   Demek ki  mevzu demokrasi değil.

Ülke Amerikan eksenine kaydı da o yüzden mi oldu? IMF' den ilk borcu darbeciler aldı. Eee darbe neden oldu abi o zaman? 



İroni şurada : 'Kabineye mensup şahsiyetlerin, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sığınmalarını rica ederiz. Şahsi emniyetleri kanunun teminatı altındadır.' diyor darbe bildirisinde  darbeciler. Bildiriyi Okuyan Alparslan Türkeş. İşte Türkeş'in  böyle başlıyor siyasi kariyeri. Başbakan ve bakanlar asıldı. Teslim olun asalım demek istiyorlarmış.  Burada Türkeş için bir parantez açayım çünkü kendisi idamlara karşıymış. Bu Türkeş'i aklar mı . Tabi ki hayır.

Darbe ülkeye yapılan bir alçaklıktır. Darbeci demek alçak ve kansız adam demektir.

Gelelim neden darbe yaptılar konusuna, Menderes, Rusya ziyareti ile kredi arıyordu bu durum Amerika için tehlikeliydi, Menderes halk istekleri doğrultusunda bazı inkılapları esnetiyordu. CHP iktidara gelemiyordu vs sayarım böyle sırf çıkar uğruna iç ve dış darbe sebebi. Bu Menderes'i demokrasi şehidi yapmaz, değildir de zaten Fakat darbecileri alçak yapar.

Komik bir olay daha var. 1961 de seçim oluyor yine en çok oyu demokrat partinin devamı olduğunu iddia eden partiler almış ve tüm partiler bir araya gelmiş darbeci Cemal Gürsel'i cumhurbaşkanı seçeceğini bildiren bir protokol imzalamış. En çokta İsmet İnönü beni şaşırtıyor güya milli mücadele kahramanı ve düştüğü durumlara bak ama adam ne yapsın CHP koltuğunda olmalı.

Hadi bunu dinleyin 👇

  


Ya arkadaşlar, bize dönüp  cumhuriyet ve demokrasi getirdik diyen adamlar bunlar. Hadi Osmanlı bir krallıktı ve çok ulusluydu, demokrasi ve cumhuriyet fikri önünde direndi .Bu adamlar neyin kafasını yaşamış. Cumhuriyet ilan ettik deyip ülkeyi 1923'ten 1960 yılına kadar tüm bu adamlar nasıl idare etmiş. Hiçbiri demokrasi nedir bilmiyor. Bu darbeye kadar aslında çok kızmıyorum. Çünkü demokrasi öyle ha deyince olacak bir şey değil belli bir zaman belli bir donanım ve tecrübe ister. Hadi buna neyse diyelim.

Şimdi 1960'dan sonra her geçen gün demokrasinin içine nasıl edildiğini okuyacaksınız. 

1965 yılının seçimlerine demokrat partinin devamıyım diyerek giren  Süleyman Demirel'in Adalet Partisi kazanınca darbenin halk nezdinde itibarsızlığı ve halk partisinin hiç bir ehemmiyeti olmadığı  ortaya çıktı. Yine aynı soru peki,  ne oldu? ülkede ki tüm kalkınma adımlarına rağmen 1971'de ülkede bunalım var diye ordu muhtıra verip Süleyman Demirel'i istifaya zorladı. Sonrası hep bunalım hep koalisyon.

İnönü 71 muhtırasın da darbeden yana bir tutum sergiledi ve bu tutumundan dolayı parti içinde Ecevit'in önderliğinde birleşen partililer İnönü'yü siyasi sahneden sildi.

İsmet İnönü'nü 1971 muhtırası açıklamasını dinleyelim👇


1973 yılında bu muhtıracı tipler mecburen demokrasinin iplerini gevşetince ilk demokratik seçimler yapıldı. Darbe karşıtı tavrı ve tutumu Bülent Ecevit'in CHP'sini birinci parti yaptı 1974'te Kıbrıs Barış harekatı Ecevit'in yelkenlerini doldurunca 1977 seçimlerinde yine birinci parti olarak çıktılar ama tek başına iktidar olamadılar. Ne mi yaptılar? Güneş Motel'de  Süleyman Demirel'in partisinden seçilen milletvekillerine bakanlık sözü  vererek  anlaştılar, adamlar CHP'ye geçti. Amaç tek başına iktidar olmaktı. Seçime Adalet partisinden girip CHP geçiyorsun bu ayrı bir rezillik, ya tek başına iktidar olmak için başka partinin milletvekilleriyle pazarlık yapmak nedir. Bunun neresi demokrasi. O da ayrı bir rezillik.

Bizim ülkemizde demokrasi tecrübesi ve gerçek demokrasi hala oturmadı ama Osmanlıdan miras kalan, 27 mayıs ile uyanan darbe tecrübemiz hep ayakta kaldı. 12 eylül 1980 'de 'Bozulan devlet İdaresini tesis etmek içün ordu yönetime el koydu' dendi. Yine darbe geldi. Demokrasi bir tokat daha yedi.

Burada sizi rahat bırakayım müptezeller😆. 

3. Bölüm de devam edelim: https://sallagitsinb.blogspot.com/2021/12/turkiyenin-demokrasi-tarihi-ve_15.html


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder