27 Haziran 2020 Cumartesi

PNL (RAP GROUPE)


Bu yazıyı okumadan önce şu yazıyı okumanızı öneririm:https://sallagitsinb.blogspot.com/2020/05/insan-psikolojisi-ve-muzik.html

Rap müziğin tüm dünyayı etkisi altına aldığı şu dönemde ister istemez bu müziğe karşı bir eğilimimiz oluyor.
Bundan 7 ay önce bu dünyada tanıdığım en sevimli insandan bana bir şarkı göndermesini söyledim.
 Bana PNL'in  Bené şarkısını gönderdi.
O Bilmiyor ama bu yazının temelini atmış oldu.😄




PNL "Peace N' Lovés" cümlesinin kısaltması.

Fransız rap müziğinin yükselen yıldızı olan Cezayir asıllı Tarık ve Nabil kardeşlerin müzik grubu PNL sadece Fransa da değil artık tüm Avrupa da etkin bir grup haline geldi. Hatta Fransa da gösterdiği etki ile Fransa tarihinde bu başarıyı yakalamış en önemli rap grubu diyebiliriz.

Her rap müzik grubunda olduğu gibi maalesef bol acılı ve küfürlü sözlerin olduğu şarkılar yapıyorlar.
Zaten benimsedikleri tarz 'Bulut Rap' yani  diğer rap şarkılara göre hızı yavaş,ritmi düşük,hüzünlü ve melankolik  bir tarz.

Bu iki kardeşin özel hayatına girmeyeceğim. Avrupa da yaşayan Arap kökenli rap sanatçıları olmaları yeterince açıklayıcı bence.


Rap müziğin yükselişi böyle devam ederse adını daha sık duyacağımız bu grubun birkaç şarkısını aşağıya bırakıyorum.






Bené









A l'Ammoniaque









91's 









Rebenga









Que la mif





25 Haziran 2020 Perşembe

MUHARREM İNCE KİMDİR (KISA HAYAT)


    Sayın Erdoğan'ı ziyarete gittim başarılar dilemek için, bana dedi ki: Kemal Bey seni harcadı dedi aday yaparak. Sen Genel başkan olacaktın şimdi genel başkanda olamayacaksın.Kaybettin milletvekili de olamayacaksın.
(2018 cumhurbaşkanlığı seçim mitingleri,Muharrem İnce Malatya konuşması.)





Türk siyasetinde son 10 yılda adını en sık duyduğumuz muhalif kişilik Muharrem İnce.
2002 yılında Chp'den milletvekili olarak meclise giren İnce, fizik öğretmenidir ve aynı zamanda atanamayan öğretmenler konusunda mücadelesi olan bir siyasetçidir.


Gençlik yıllarından beri siyasetin içinde bulunmuş il başkanlığından,milletvekilliğine,grup başkan vekilliğinden,parti genel başkanlığı adaylığına ve partisi adına cumhurbaşkanlığı adaylığına kadar uzanan siyasi bir kariyeri vardır.

İlk dönem siyasette Deniz Baykal'a karşıda muhalif olan grubun içinde yer almış,Kemal Kılıçdaroğlu'nun gelmesi ile beliren umut rüzgarları da dinince iktidar olmak için  daha sola yakın bir siyaset izlenmesi gerektiğini savunmuş, parti içi diktatörlüğü reddettiğini söylemiş ve parti liderliği için bayrak açmıştır.

5 Eylül 2014 yılında yapılan kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu karşısında yenilgiye uğramıştır. Yine de tüm bu süreçte parti içinde muhalif tutumuna devam etmiştir.



2018 yılında CHP adına cumhurbaşkanı adayı ilan edilen İnce %30 oy alarak seçimi kaybetmiştir.



Muharrem İnce,
  • %51 oy ile  başkanlık sistemini tercih eden Türk halkına başkanlık sistemini kaldıracağını söyledi.

  • Halkın çoğunluğunun oyunu alan cumhurbaşkanının sarayını yıkacağını belirtti.

  • Malatya mitinginde Erdoğan'la arasında geçen yukarıda belirttiğimiz konuşmayı yaptı.

  • Seçim meydanlarında Erdoğan'ın diplomasını tartıştı.


  • Kendi partisi içinde diktatörlük ve çete olduğunu belirtti. 

Tüm bu olaylara rağmen kendi partisini kurmadı. Oysa ki ülkenizin çıkarı için koşuyorsanız bu ülke sizin için her ideolojiden her partiden üstündür. Görüş farklılıklarımıza rağmen ülkenin iyiliğini isteyen bir siyasetçi olduğunu düşündüğümüz Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı adaylığı ile kendi siyasi kariyerini bitirdi.
Ve bunu kendi partisi yaptı.
İbretlik bir hikaye.


İyi bir siyasetçi olmadığı yaptığı tüm açıklamalarla ortada olan İnce için yazdığımız bu yazının amacı ortaya kahraman çıkarmakta usta olan milletimize ve gelecekteki nesillere Muharrem İnce'yi  doğru anlatabilmekti.
Ulaşabileceği en üst siyasi nokta cumhurbaşkanlığı adaylığıydı.
Bu kadar.


TEŞEKKÜRLER.






29 Mayıs 2020 Cuma

İNSAN PSİKOLOJİSİ VE MÜZİK



Kardeşlerim,

Bugün ki konumuz insan ve müzik arasındaki bağı irdelemek.


Genel anlamda müziğin insan  üzerindeki etkisi  konuşuluyor oysa ki insanın müzik üzerindeki etkisi konuşulmalı çünkü dinlediğimiz o güzel müzikler birilerinin duygularının tezahürü.


Birileri aşık oldu, birileri acı çekti, özlem duydu derken... tüm bu hisler notalarla buluştu müzik dediğimiz kavram ortaya çıktı.


Tabi ki melodinin insan üzerinde etkisi  kaçınılmaz ama insanın melodi üzerindeki etkisi kadar değil.
Coğrafyanın insan üzerinde etkisi olduğu gibi müzik üzerinde de var
Dinin insan üzerinde etkisi olduğu gibi müzik üzerinde de var.
Sosyal hayatın insan üzerinde etkisi olduğu gibi müzik üzerinde de var.


Evet, dış etkenlerin insan üzerindeki tezahürü müziğin akışını değiştiriyor, doğru! lakin bunu yine insan eli ile yapıyor.
Demek ki neymiş önce İNSAN.

İnsanoğlu için müzik duyguların en yüksek perdeden anlatılması ve anı yakalamanın icadıydı.

Asıl anlatmak istediğim melodilerin toplumda ve insanda dışa vurum şeklini belirleyen psikoloji neydi? Asıl soru bu işte.



(Öncelikle şu notu bırakıp devam etmek istiyorum: Farabi, hangi makam hangi vakitte dinlenirse insan psikolojisi üzerinde nasıl etki bırakır diye araştırmış ve sonuçlarını paylaşmıştır.)




 Tarih boyunca kendi yuvasında duran, meditasyon kavramının dini bir ayin olduğu Çin milletinin müziğinde bir huzur ve su sesi tınısı alırız. 

Eğlence kültürünün yaygın olduğu  çok  tanrılı Arap toplumunda vurmalı çalgıların yaygın olduğu dans ritmi duyarız.

Avrupa'ya doğru uzandığımızda kilise müziğini hissederiz. Koro şeklinde ilahiler dalga dalga yayılır.


 Müziği İlahi bir emrin bir parçası olarak gören Hinduizm, Hint toplumunun müzik anlayışını büyük ölçüde etkilemiş, yas tutma kavramının günah olduğu bu din, hem ilahi ezgileri hem de dans ritmini bu müziğe yerleştirerek mistik bir müziği bize sunmuştur.

Tarih boyunca farklı coğrafyalarda yaşamış Yahudilerin dini ezgileri diğer milletlerin ezgileri ile harmanlanıp ağır bir tonda kulağımıza çarpmıştır.
Batı Rusya Yahudileri 'Aşkenaz' tarzını benimserken,
Doğu Avrupa Yahudileri 'Judoe-Arap' tarzını benimsemiştir.

Ateşe tapan Pers kültüründe yanan bir çıranın melodisini duyarız.
Ki hala bugün İran da bu ritmi duymak mümkün.



Evet, İnsan çevreden bağımsız bir mahluk değildir.
 Yukarıda tarihin erken dönemlerine baktığımızda inançların insan üzerindeki etkisini görürüz.
Her toplum kendi inancının üzerinde bıraktığı tesiri melodilere dökmüş ve din aromalı bir müzik ortaya çıkmıştır.
Doğa ve din kavramlarının derin hissiliği dönemin müziği olmuş.


Nüfus artıkça toplumlar daha da büyüyüp ayrılınca ve farklı sorunlar ortaya çıktıkça, insanlık, fikri değişim rüzgarında savrulurken müziği de değişime zorlamış.


20.Yüzyıl da Arap coğrafyasında yaşanan zulüm ve acılar 'Arabesk' müziğin doğmasını sağladı.
Acı çekenlerin kendini ifade etme biçimi haline geldi.
1980 yılında ülkemizde darbe olunca zaten var olan arabesk müzik ülkemizde patlama yaşadı.


Afrika da tarih anlatıcıları okuma yazma bilmedikleri için  tarihi hikayeleri tekerleme şeklinde ezberler hem kendileri kolay akılda tutardı hem de halkın hızlı öğrenmesini sağlardı.
Ve hikayenin nesilden nesile aktarımını sağlamış olurdu. Bu anlatıcılara 'Griot' denilirdi.
Avrupalılar Afrikalıları köle diye satmaya başlayınca bu hikaye anlatıcıları hem köle oldu hem de köle anlatıcıları oldu.
Amerika da 1960 yılında iyice alevlenen siyah-beyaz ayrımı 70'ler de Griot tekerlemesinden Rap ve hip hop  müziğe evrildi.
Köle olarak gelen Griotlar'ın psikolojik dışa vurumu olan rap müzik bir isyan müziği oldu.
Daha çok siyahilerle anılan bir müzik türü olsa da Fransa da ezildiğini düşünen Arap'ın dili,
Almanya da ayrımcılık gören Türk'ün dili, kendi ülkesinde ötelenen ve ezilenlerin dili haline geldi.


Avrupa da reform yani dinde tartışmalar ve düzenlemeler başlayınca bu tartışmalar sosyal hayatın her alanına sirayet etti.
Çok sesli Avrupa da çok sesli müzik ortaya çıktı.Dini anlamda yaşanan karmaşa müziğe yansıyınca melodide bir çığlık bir hırıltı tınısı ortaya çıktı.
Yine aynı dönem Osmanlı müziğine bakıldığında, oturmuş olan dini ve ekonomik düzen müzikte ılımlı bir musikiyi hakim kıldı.



Avrupa'da başlayan sanayi devrimi ile fabrikalar kuruldu ve bu fabrikalarda, maden ocaklarında çalışan işçi grubu ortaya çıktı.
Paydos zilinden sonra barlarda bir araya gelen işçiler burada  hem eğlenip hem iş hayatının zorluklarını konuşurdu.
Sosyal hayatın bu sertliğine karşı sert bir müzik doğdu: Metal müzik.


İnsanlar ekonomik, sosyal ve dini etkenleri yeniden anlamlandırmaya başladıkça müziğin yolculuğu da değişti.



................


Eğer anlattıklarımızdan illa bir şeyler çıkaracaksak o da şudur: Biz bir müzik dinliyorsak bu bizim kimliğimizin dili demektir. Bizi o müziğe iten şey isyanımız, yenilgimiz veya acımızdır...
Eğer bir müzisyen o melodiyi ortaya çıkarıyorsa onu da oraya iten bir acı, bir hüzün, bir zafer, bir eziklik belki bir korkudur...

Toplumları ele alırken müzik zevki dikkate değerdir çünkü  toplumun kimliğinin bir parçası da budur.




İnsanlar yaşları ilerledikçe daha sakin ezgileri veya  milli ezgileri tercih ederler. Deneyimlerin ve olgunluğun melodisi özdür. Kendi iç dünyamıza yaptığımız tüm yolculuklar bir dere yatağı gibi bizi öze götürür.


Tek tip insan oluşturmak için çalışılan dünyamızda müzik bir farklılık ve farkındalık olmaktan çıkarılmış, popüler kültür, popüler müzik gibi kavramlar ile kaynağı bir öze dayanmayan rahmani ve insani olmayan bir tını ortaya çıkmıştır. Oysa ki insanlığın dinden, coğrafyadan, aşktan, savaştan vs... ilham alarak oluşturduğu melodiler insanı insana insan gibi anlatma şeklidir.




Bir hamburgercinin reklamı var 'Ne yediğini bil' diye 😃 o zaman biz de şunu diyelim.

Ne dinlediğini bil. Neden o müziği dinliyorsun? Seni o müziğe iten sebep ne? BİL.






Yüce Allah'ın bize bahşettiği hissiyatı, aklı ve uçsuz bucaksız kainatı anlayana her tebessüm her rüzgar bir melodidir.












































17 Mayıs 2020 Pazar

ABDULLAH ÇİFTÇİ KİMDİR (KISA HAYAT)

Kahramanmaraş-1967

Son 3,4 yıldır medyada yaptığı analizlerle adından sıkça söz ettiren Abdullah Çiftçi hakkında konuşacağız .

  1987-1996 arası Tübitak'ta çalışan çiftçi, 1994 yılından itibaren çeşitli yerlerde konferanslar vermiştir.Ve halen de devam etmektedir.


Kendisi strateji uzmanı ve Stk danışmanıdır.


Eylül 2014'ten beri Twitter,

Ekim 2019'dan beri de Youtube'da kendi fikirlerini paylaşmaktadır.


Transhümanizm
Krito para
21.YY dijital dünyası
Teknoloji tarihi
Dinler tarihi
Blockchain gibi konularda analiz yapmaktadır.


..................................




Komplo  Teorisi kavramının pek popüler olduğu ülkemizde 2 temel yaklaşım ortaya çıkmıştır.

Birinci yaklaşım: Tüm bu analizlerin deli saçması olduğu,tüm bu analistleri de komplo teorisyeni olmakla suçlar. Bu komplo teorisyenlerinin ilgiyle izlenmesini  halkımızın komplo teorisini sevmesine bağlarlar.
 Gerçekçi ve bilimsel bir bakış açısı ile baktıklarını iddia eden ve geneli ekonomistler ve gazeteciler tarafından savunulan yaklaşımdır.


İkinci Yaklaşım: Dünyaya gelmemizin bir amacı olduğunu,bunun  her dinde her toplulukta veya her ideolojide kendini gösterdiğini belirtir.
İnsanlık yürüdüğü bu yolda bir amaç için yürümüştür.
Siyaset ve felsefe dediğimiz kavramlar bu amacın ürünüdür.
İkinci yaklaşım bir noktada,din ve insanlık tarihinin perde arkasında bir amacın olduğunu bu amaç için geri kalanların ise araç olduğunu düşünür.
Tüm bu düşünce komplo kavramını doğurur.




Yukarıda yazılanlara bakıldığında 2. yaklaşımın daha insanı bir yönü var.
Çünkü insanoğlu inanç hissi ile yaratılmıştır ve arzusunun sınırı yoktur.

Ekonomistlere şu soru sorulmalı:

Para amaç mı? araç mı?

ya da

Gazetecilere;

Basın amaç mı? araç mı?


Hepimiz  bu soruya verdiğimiz cevaba göre yaklaşımımızı benimsiyoruz.







Tekrar Abdullah Çiftçi'ye dönelim.


Çiftçi, geleceğin bilim ve teknolojisinden veya siyasi,toplumsal düzeninden bahsedince  bir şeyler 
abartılı durabilir.
Daha da açık söylemek gerekirse her zaman doğru çıkarımı yapamayabilir.
Ama bu gerçekleri değiştirmez.

Dünyada teknoloji devleri böyle haldır haldır bir şeyler yapıyor ve bunu bir amaç için yapmıyor demek en basit tabirle ahmaklık olur.

Analiz uzmanları gerçeğin ulağı değil ya da müneccim değil. Onlar Verileri toplayıp çıkarım yapan insanlar.Çıkarımlar yanlışta olabilir doğruda.



Bugün Abdullah Çiftçi'yi  anlatmamızın sebebi onun fikirlerine genel anlamda katılıyor olmamızdır.
Bizim Gözümüzde o bir komplocu değil,doğru soruyu doğru yerde soran veriler üzerinden çıkarım yapan bir analizcidir ve yanılma olasılığı da vardır.



Unutmayalım inanmadığınız bir dinin anlatıları da vaatleri de sizin için komplo teorisidir hiç bir şey ifade etmez.

Bu o dinin var olmadığını göstermez






Komplo teorisi kavramını sulandırmadan ele almak en mantıklı yoldur.(bu bizim şahsi fikrimiz tabi)




Abdullah Çiftçi'yede Buradan Başarılar diliyoruz.





9 Mayıs 2020 Cumartesi

2018 YILININ EN İYİ FİLMLERİ












2018 yılının en beğenilen filmleri

Buyrun..











1.Green Book
Tür: Biyografi,Dram,Komedi

Senarist: Nick Vallelonga,Brian Hayes Currie


Konu: Amerikalı siyahilerin  eşitlik mücadelesi verdiği 1960'lı yıllarda,Siyahi bir piyanist ile onun şoförlüğünü yapan bar fedaisi Tony Lip'in hayatını işler.













2.Be With You
Tür: Fantastik,Dram

Senarist: Takuji Ichikawa,Kang Soo Jin,Lee Jang Hoon

Konu: Film,eşini kaybeden bir adam ve onun oğlu etrafında dönmektedir.Adamın eşi 1 yıl sonra eve dönünce hikaye yeniden şekillenir.











3.ROMA
Tür: Dram

Senarist: Alfonso Cuaron

Konu: 1970'lerin Meksika'sının Roma mahallesinde geçen film,
Orta sınıf bir Meksikalı ailenin hizmetçisi olan Cleo'nun etrafında şekillenen bir  aile dramını konu alır.













4.UPGRADE
Tür: Bilim kurgu,Gerilim

Senarist: Leigh Whannell

Konu: İnsan vücudunu ele geçiren Stem adındaki yapay zekanın yaptığı olayları konu alır.













5.Dutt (Sanju)
Tür: Biyografi,Dram

Senarist: Rajkumar Hirani

Konu: Sinema oyuncusu Sanjay Duut'un inişli çıkışlı hayat hikayesini anlatır.













6.Kefernahum
Tür: Dram

Senarist: Nadine Labaki

Konu: Ailesi tarafından itilip kakılan bir çocuğun sokak hayatına girmesini ve sorunlarını çarpıcı bir şekilde anlatır.














7.Padman
Tür:Dram,komedi

Senarist:R. Balki













8. Hichki
Tür: Dram

Senarist: Anckur Chaudhry

Konu: Naina Mathur'un kekemelik problemi vardır ama kendisi ilerde öğretmen olmak istemektedir.Çevresindekiler onu başka mesleklere yönlendirmek istese de Naina  bir okulda iş bulur ve artık kendini ispatlamak zorundadır.














9. Başlat: Ready Player one
Tür: Bilim kurgu,Aksiyon

Senarist: Ernest Cline, Zak Penn

Konu: 2045 yılının dünyasında geçen hikaye,Yaşanmaz hale gelen dünyada sanal oyunlara olan bağlılığı anlatıyor.












10. Durante La Tormenta
Tür: Bilim kurgu, Gerilim

Senarist: Oriol Paulo

Konu: Farklı iki zamanda yaşayan iki insanın yollarının bir fırtına ve sinyal ile kesişmesini konu alır. ( 2000 yılında çekilen 'Frekans' filmi ile aynı konuyu işliyor)













11.İnanılmaz Aile-2
Tür: Animasyon, komedi

Senarist: Brad Bird

Konu: ilk filmdeki olayların ardından,Helen üzerinden yeni bir imaj oluşturmayı konu alır.













12. Kayıp Aranıyor

Tür: Gerilim

Senarist: Aneesh Chaganty

Konu: Kaybolan kızını sosyal medya üzerinden  arayan özellikle,kızının bilgisayarındaki ipuçlarını kullanarak yapan bir babanın etrafında şekillenir.













13.Görevimiz Tehlike:Yansımalar
Tür: Aksiyon,Gerilim

Senarist: Christopher McQuarrie

Konu: Ters giden bir görevden sonra Ethan Hunt ve arkadaşları, zamana karşı bir yarışa girer.













14. Deadpool-2
Tür: Aksiyon,Macera, Komedi

Senarist: Rhett Reese

Konu: Deadpool bu kez birçok açıdan tam zıttı olan Cable ile karşı karşıya gelir.











15.Andhadhun

Tür: Gerilim,Komedi

Senarist: Arijit Biswas

Konu: Kör bir piyanistin,ortasında kaldığı gizemli bir olayı konu alır.











16.La noche de 12 anos
Tür: Dram,Tarih

Senarist: Alvaro Brechner

Konu: 3 siyasi tutuklunun gerçek hikayesi.












17.Ralph ve İnternet 2
Tür: Animasyon

Senarist: Phil Johnston


Konu: Ralph  hikayeleri













18. Campeones
Tür: Dram,Komedi

Senarist: David Marques

Konu: Kamu hizmeti cezası alan bir basketbol koçunun zihin engelli bir grupla çalışmasını anlatır.

















19.Ghostland
 
Tür: Korku

Senarist: Pascal Laugier

Korku: Bir kadının kızları ile birlikte aile mirası eve taşınmasından sonra gizemli olaylar başlar.




















20. A Quiet place
Tür: Korku

Senarist: John Krasinski

Konu: Ses çıkaran her şeyi avlayan bir canavardan kaçmaya çalışan 4 kişilik bir aileyi konu alır