merzifonlu kara mustafa paşa hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
merzifonlu kara mustafa paşa hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Haziran 2017 Cumartesi

MERZİFONLU KARA MUSTAFA PAŞA KİMDİR (KISA HAYAT)


1635-1683

Osmanlı sadrazamlığı yapan kişiler arasında en dikkat çeken isimlerden biridir Merzifonlu. Hayatı boyunca gösterdiği azimle,zekasıyla yaşadığı dönemde Osmanlı'nın en önemli devlet adamlarından biri olmuştur. Sadece kendisi değil bir aile olarak ta Osmanlılara hizmet etmişlerdir. Asker olarak girdiği Osmanlı Askeriyesinde, devletin 2 numaralı adamı olmuştur. Dönemin Padişahı IV.Mehmet'in(Avcı Mehmet'in) otoritesinin sorgulandığı bir dönemde padişahtan daha fazla öneme sahipti.

Onu bu kadar güçlü yapan geldiği aile(Köprülülerin de damadıdır.), zaten kendisinin de askeriyenin içerisinden gelmesi, dirayetli ve belirgin devlet adamlığı özelliğinden kaynaklanmaktadır.

Köprülü Mehmet Paşa ve oğlu Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Merzifonlu'dan hemen önceki iki sadrazamdır. Fetih ruhuyla hareket eden bu sadrazamlar, Osmanlı Devletinin 20 yılına hükmetmiş ve bu süreç içinde büyük başarılara imza atmışlardır.

Bu sülaleden gelen Merzifonlu da bu fetih mantığıyla hareket etmek istemiş ve hareket etmiştir.

Bu arada Osmanlı'da sadrazamlar enderunda yetişirken Merzifonlu,medreseden çıkan ender sadrazamlardan biri olarak ayrı bir öneme sahiptir. 
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa çok önemli işler yapmış, devlete çok hizmette bulunmuştur. Taa ki 2. Viyana kuşatmasına kadar....

Bu olay Türk tarihinin de Osmanlı tarihinin de ve Merzifonlunun da bireysel tarihinin de kırılma anıdır.


Merzifonlu,II.Viyana kuşatmasını iki nedenden dolayı yapmıştır.
1-Avusturya tarafından zulme uğrayan Macarların Osmanlıdan yardım istemesi.
2- Merzifonlunun bizzat Viyana'yı bir tutku haline getirmesi.
 Şöyle bakın. Kanuni Sultan Süleyman'ın bile alamadığı bir yeri Merzifonlu'nun aldığında devlet içindeki otoritesini bir hayal edin.

Merzifonlu işte bu zihniyetle Viyana önlerine 150.000 yaya, 50.000 süvari, 59 top, 150 gemiyle hareket etti. Bu arada Merzifonluyla fikir ayrılığı yaşayan vezirler vardı. 
İlk iş olarak Viyana'nın kuşatılmasına karşı çıktılar. Viyana'dan önce bulunan kalelerin stratejik konuma sahip olduğu ve daha önce bu kalelerin fethedilmesi gerektiğini savundular. Odak noktası Viyana olan Merzifonlu, bu kaleleri almayıp geride bırakmıştır. Gelişecek savaşın ilk stratejik hatasıdır. 

Dört bir taraftan kuşatılamayacak kadar büyük olan Viyana önüne geldiğinde Merzifonlu, Viyanalıların teslim olacağını düşünerek, taarruza başlamamış, bir nevi Avusturyalılara ve Hristiyanlara zaman kazandırmıştır. Bu da savaşın en derin stratejik hatasıdır. 

Zamanla başlayan teçhizat eksikliği, Atların ve arabaları çeken öküzlerin yem stoğunun tükenmesi, Osmanlının götürdüğü topların basit toplar olması, her geçen gün Viyana'ya yardım için gelen Hristiyan askeri birlikler derken Osmanlı askerlerinde bir yılgınlık meydana gelmiş, zaten yanlış verildiği düşünülen kararlardan dolayı Merzifonluya karşı ordu içinde bir muhalefet oluşmuştur.


Bütün bu durum göz önüne alındığında Osmanlılar toparlanmak için Merzifonlunun emriyle Belgrad'a çekilmişlerdir. Savaşın durumu padişaha iletildiğinde bu bozgunu duyan ve Merzifonluya kin besleyenler tarafından dolduruluşa getirilen padişah IV.Mehmet, Merzifonlu'nun öldürülmesini istemiştir. Bu karar Merzifonluya ulaştığında büyük bir soğukkanlılıkla karşılamış, hatta gelen çavuşa ''Bize ölüm var mıdır?'' demiştir. Çünkü Merzifonlu da Osmanlının tarih geleneğini bildiği için böyle hataların affedilmeyeceğini çok iyi bilmektedir. (Piri Reis örneğinde olduğu gibi). Merzifonlu kanı akıtılmamak için boğularak öldürülmüştür. 
Kafa derisi yüzülerek padişaha gönderilmiştir. Bugün hala Edirne'de bulunan İbret taşında bekletilmiştir.

Açık yüreklilikle konuşmak gerekirse Padişah da dolduruşa gelerek stratejik bir hata yapmıştır. Bu durumu telafi edebilecek tek kişi olan Merzifonluyu öldürtmüştür.


Bir kaç ilginç bilgi daha vermek istiyorum bitirmeden önce..
Kahve içmeyi çok seven Merzifonlu, savaşa giderken yanında tonlarca kahve götürmüştür. Geri çekilirken bıraktığı bu kahveler Avrupa'da kahve (coffee) kültürünü oluşturmuştur. 


Osmanlıların yenilmesine sevinen Avusturya şölen düzenlemiş, şölende yapılan kruvasanlar yenilgiyi simgelesin diye hilal şeklinde yapılmıştır.

Son bir şey daha.. Ankara konservatuvarında Tarih dersine giren Atatürk, Merzifonlu'yu küçümseyerek anlatan Tarih hocasını uyarmış, o günün şartlarında böyle büyük bir orduyu Viyana'ya kadar götürmesinin bile başlı başına bir başarı olduğunu söylemiştir. 

Merzifonlu, tutkusu becerisinden daha yüksek bir devlet adamıydı. Yanlış stratejik hamleleri hem Osmanlıyı Avrupa'da 50 yıl boyunca zor bırakacak bir durumu ortaya çıkardı, hem kendi hayatına mal oldu.

Görüşmek üzere
...