Merhaba Dostlar..
Aslen Tokat'lı olmam dolayısıyla, Tokat kalesinde yapılan kazılarda ortaya çıkan tarihi eserleri yakından takip ediyordum ki.. Bir tarihin yine farklı bir yüzüyle karşılaştım.
Tokat'ta yapılan kazılarda bir mahzen bulundu ve burada Kont Dracula veya diğer namıyla Kazıklı Voyvoda'nın ikamet ettiği tespit edildi.
Sonra ''Kim lan bu Kont Dracula'' dedim ve araştırmaya başladım. Dracula'yı bir Türk sinema filminde komik bir karakter olarak hatırlıyoruz ama gerçekte pek komik biri olduğu söylenemez.
Dracula, kendi milleti Ulahlar tarafından Tepeş(cellat) , Macarlar tarafından ise Dracul(Şeytan) olarak nitelendirilmektedir.
Bu kişinin o devirde dünyanın en kudretli devletinde devlet adamı olması için eğitim alıp, bir çağ kapatıp yeni bir çağ açan bir padişahla kan kardeşliği bağı olan birinin nasıl oluyor da tarihin en acımasız katilleri arasından adını söz ettirdiğini, sizi biraz daha geriye götürerek açıklayacağım.
Kont Dracula'nın babası Vlad II Dracul, günümüzde Romanya sınırları içerisinde bulunan Karpat Dağlarının bulunduğu bölgede Wallachia hükümdarı Prince Mircea'nın gayrimeşru oğluydu. (Wallachia, Osmanlılar tarafından Eflak ve Boğdan isimleriyle anılmaktadır.)
Hayatı Almanya ve Budapeşte'de geçtiği tahmin edilmektedir. Mircea, Vlad ve Radu adlarında 3 oğlu vardı. (Kont Dracula; Vlad, Vlad Tepes ve Kazıklı Voyvoda isimleriyle de tanınmaktadır.)
Kont Dracula'nın doğum tarihi tam olarak bilinmemekte fakat 1430 yılında doğduğu tahmin edilmektedir.
Baba Vlad, Romanya kralı olarak Osmanlıların amansız akınlarına uğramasıyla Eflak ve Boğdan(Wallachia), o dönemin Osmanlı hükümdarı, Fatih Sultan Mehmet'in babası II.Murat'ın egemenliğine girer.
Baba Vlad, II.Murat'a ister istemez biat etmek zorunda kalır, Edirne'ye bağlılığını ilan eder ve iyi niyet göstergesi olarak da 2 evladını yani Radu ve ağabeyi Kont Dracula'yı 1442 yılında Osmanlılara verir.
Kont Dracula, bu tarihte daha 12 yaşlarındadır ve 1442-1448 yılları arasında Tokat'ta ikamet ettirilmiştir.
Osmanlı, Fetih politikasıyla alınan yeni topraklara yabancı bir idareci atamak yerine daha akıllıca bir yöntem kullanıyor, orada doğup büyümüş, orayı iyi bilen ve egemenliği altına alabilecek sadık yerel liderler yetiştirmeyi tercih ediyordu.
Eflak ve Boğdan için de derin araştırmalar sonucunda Kont Dracula'nın ismi ön plana çıkıyordu.
Radu, İslam dinini kabul ederek, zekası ve çevikliği ile sonralarda Fatih Sultan Mehmet'in sağ kolu olmuştur.
Fakat bu kanıyı ağabeyi Kont Dracula için söyleyemeyeceğim.
Kont Dracula, Osmanlı'ya sadık bir devlet adamı yetiştirmek amacıyla başkent Edirne'ye getirildi ve geleceğin Eflak-Boğdan Voyvodası (Osmanlı'da geniş yetkilerle donatılmış, Şimdinin Valilik rütbesi) olarak yetiştirmek için seçkin çocuklara verilen özel eğitim derslerine tabii tutuldu.
Artık padişah II.Murat ve etrafındaki devlet adamları onun üstüne titremekteydiler. Çünkü gelecekte Osmanlı'nın Avrupa'daki eli kolu olacaktı ve bir nevi Şehzade olarak yetiştiriliyordu.
Kont Dracula, Osmanlı hayatını ve saray prosedürünü kolayca benimsedi. Sultan II.Murat, Türkleri sevmesi için yanına bir arkadaş verdi ve bu arkadaş geleceğin hükümdarı
Fatih Sultan Mehmet idi.
Kont Dracula, Şehzade Mehmet'ten sadece 1 yaş küçüktü. Yıllar boyunca omuz omuza sıkı bir eğitimden geçiyorlardı ve beraber Molla Gürani'nin derslerine katıldılar.
Birbirlerinin arkasını kollayacaklarına yemin ettiler ve kan kardeşi oldular..