SALLA GİTSİN B!: Haziran 2015

23 Haziran 2015 Salı

KARADENİZ MÜZİĞİ VE ETNİK MÜZİĞİN PRENSESİ:AYŞENUR KOLİVAR

Selam Dünyalı!
Bilmem etnik müzik sever misin?Ben bayılırım.
En çok da Ayşenur Kolivar'dan dinlemeye bayılırım.
Bu ismi henüz duymamış olabilirsin.
Tabi benimle sohbet etmiş biriysen bilemem.Zira yakın çevreme
kazandırdığım bir isimdir Ayşenur Kolivar.
Hem adaşım olması hem Karadenizli olması hemde çevre hakkında duyarlı olması hasebiyle pek severim bu kadını.
Ayşenur Kolivar Rize Çayeli'nde doğmuş ,
çocukluğunu ve gençliğini İzmit'te geçirmiş
etnik müzik yapan ve bana göre etnik müziğin kraliçesidir.
Boğaziçi Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirmiştir.

Yine Boğaziçi Üniversitesi'nin Folklor Kulübü'nde
müzik ve halk bilimleri alanında çalışmalar yapmıştır.Doğu Karadeniz halk müzikleri konusunda derlemeler yapan Helesa Projesi'nde yer almış ayrıca solist ve vokalist olarak katkıda bulunmuştur.Bu bölge kültürüne özelliklede kadın kültürüne odaklanmıştır.

Etnik sesinin ona verdiği yetkiye dayanarak Hemşince ,Lazca, Gürcüce şarkılar söylemektedir.Velasıl kelam candır,bir tanedir,efsanedir.Dedimya çok severim.Kendileri de bu sevgiyi hissetmiş olacak ki bir konserinde sahneden inip horonda yanıma girmişti.

Beni çok onurlandırmıştı bu davranışı.
Onun beni benden alıp Karadeniz'in dağlarına çarpan sesini ilk kez ''Getma''türküsüyle keşfettim.Oldukça etkilenmiştim.Dinlemeye cesaret edemediğim türkülerden birisi olmuştur.Yıllar sonrada bu türkünün Şavşat'ta bir yaylada arkadaşımın anneannesinden kaydedildiğini öğrendim.Benim için ayrı bir yeri oldu o türkünün.
Aslında birçok Karadeniz filminde duymuşsunuzdur Ayşenur Kolivar'ın sesini.

Özcan Alper'in Sonbahar filminin final sahnesinde mesela.Bir annenin oğlu arkasından yaktığı Hemşince bir ağıt duyarız Ayşenur Kolivar'dan:Daim Yusuf Orti.

Bir diğer ağıta daYusuf Kurçenli'nin Yüreğine Sor filminin final sahnesinde rastlayabilirsiniz.Ama bu sefer ki kavuşamamış aşıklara yakılan bir ağıttır.'Yarum Basma Çimene''

Ha bu arada bir anne yüreğinin yürekleri yakan ağıdı Daim Yusuf Orti'yi sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim.
Evet sevgili dünyalı etnik müzikle, kal sağlıcakla kal.

8 Haziran 2015 Pazartesi

MEDUSA HİKAYESİ,MEDUSA DARBESİ VE ERKEK HEGOMANYASI

Merhaba Dünyalı.

Bu dünyada yaşadığına göre Medusa adını duymuşsundur.

En azından Medusa Darbesi filminden hatırlıyorsundur.

Peki kimdir Medusa?

Medusa; Atena tapınağında güzel bir rahibedir.Bir gün tapınağa ibadet için gider ve deniz tanrısı Poseidon tarafından tecavüz edilir.Tanrı Atena kutsal mekanında böyle bir ahlaksızlığın yaşanmasına çok sinirlenir.Poseidon bi tanrı olduğu için onu cezalandıramaz.Ve Atena'nın gazabına uğrayan güzel rahibe Medusa olur.Korkunç bir yaratığa dönüştürülür.Kafasında yılanlar olan,bakışlarıyla insanı taşa çevirebilen çirkin bir yaratığa.

İnsanlara korku verdiği için nefrete sebep olur ve öldürülmeye çalışılır.Medusa'nın kafasını keserek taşa çevirme gücünü elde etmek bütün savaşçıların arzusu haline gelir.Fakat bu o kadar kolay değildir.Medusa'nın bahçesi onu öldürmek isteyenlerin taş heykelleriyle dolmuştur.Bunu tek bir kişi başaracaktır o da Zeus'un oğlu Perseus.

İnce zekasını kullanmış Medusa'nın gözlerine direkt bakmak yerine elindeki kalkandan bakarak ona yaklaşmış Medusa'yı öldürmüş ve onun gücünü ele geçirmiştir.

Evet hikayemiz böyle.Gelin bu çok da tatlı olmayan hikayemize insanlık değerlerimizle bakalım.

Bir kadın güzel olduğu için kirletilmiş ,sonra da bu onun suçuymuş gibi cezalandırılmış,ömrünü yalnız ve mutsuz geçirmek zorunda kalmıştır.Medusa daha güçsüz yani kadın olduğu için lanetlenmiştir.Ve Perseus, acı çeken bir kadının dünyadan intikam almasına engel olmuştur.Perseus'un kılıcı erkek hegemonyası tarafından kadın kinine indirilmiş bir darbedir.Yani bu sadece yıllar öncesinde anlatılmış bir hikaye değil hayat yasalarının ta kendisidir.

Yunan Erkek egemen toplumunun bin yıllar önce oluşturduğu mit.

bugün değişen ne?

Kadın-Şeytan paralelinde...